Dünya gastronomi sahnesinde keşif güdüsünü besleyen bir ortam olarak öne çıkan Taste Atlas, adeta yiyeceklerin haritasını çıkaran bir gastronomi ansiklopedisi. Yerel tatların unutulmasına karşı bir başkaldırı olarak tasarlanan bu platform sırf yemek tariflerini değil kültürleri, gelenekleri ve öyküleri de harmanlıyor. Türkiye gibi köklü mutfak mirasına sahip ülkeler için ise bu tür bir girişim hem lezzetlerin küresel alanda değerini bulmasını sağlıyor hem de mutfağımızı tanıtmak için güçlü bir vitrin sunuyor. Peki nedir bu Taste Atlas, nasıl çalışır gelin yakından bakalım.
2018 yılında kurulan Taste Atlas, kullanıcılarına dünya çapındaki binlerce yemeği, içeceği ve yerel malzemeyi tanıma fırsatı sunan bir gastronomi rehberi. Platformun temel hedefi, yerel ve geleneksel yemekleri öne çıkararak küreselleşmenin gölgesinde kalan otantik lezzetleri canlandırmak. Harita tabanlı bir arayüze sahip olan Taste Atlas, yemekleri coğrafi kökenleriyle birlikte tanıtıyor ve gezgin gastronomi tutkunları için vazgeçilmez bir kaynak durumunda. Platformun veri tabanında ise 10 binden fazla yemek, içecek ve malzeme bulunuyor.
NASIL ÇALIŞIYOR?
Taste Atlas, her bir yemeği bir hikâye olarak ele alıyor. Örneğin, bir kullanıcı İtalya’nın “risotto alla Milanese”sini, Japonya’nın “suşi”sini ya da Türkiye’nin “mantı”sını arattığında sırf tarifini değil bu yemeğin tarihçesini, hangi bölgede bilinir olduğunu ve nerede en iyi yapıldığını öğreniyor. Bu bilgiler, yemeklerin yerel kültürle olan bağını kavramaya yardımcı oluyor. Platformun bir diğer önemli özelliği ise restoran önerileri.
TASTE ATLAS’IN GÖZÜNDEN TÜRKİYE
Türkiye, Taste Atlas’ın küresel veritabanında öne çıkan ülkelerden. Zengin ve çok katmanlı mutfağımız Osmanlı mirası, bölgesel farklılıkları ve köklü gelenekleriyle platformda geniş bir yer buluyor. Türk mutfağıyla ilgili en yaygın aramalardan bazıları Adana kebap, mantı, baklava, hünkar beğendi gibi lezzetler. Ayrıca Taste Atlas, bölgesel farklılıkları da öne çıkararak Karadeniz’den Ege’ye, Doğu Anadolu’dan Marmara’ya Türkiye’nin gastronomik zenginliğini gözler önüne seriyor.
TASTE ATLAS’A GÖRE DÜNYANIN EN İYİ 10 MUTFAĞI:
1- Yunan mutfağı
2- İtalyan mutfağı
3- Meksika mutfağı
4- İspanya mutfağı
5- Portekiz mutfağı
6- Türk mutfağı
7- Endonezya mutfağı
8- Fransız mutfağı
9- Japon mutfağı
10- Çin mutfağı
EN İYİ 100 YEMEK’ LİSTESİNDEKİ TÜRK YEMEKLERİ
1- Çökertme kebabı (7. sıra)
2- Cağ kebabı (9. sıra)
3- İskender kebap (26. sıra)
4- Kuzu şiş (28. sıra)
5- Adana kebap (47. sıra)
6- Hünkar beğendi (51. sıra)
7- Islama köfte (59. sıra)
ŞEF SERHAT DOĞRAMACI’YA SORDUK
– Taste Atlas gibi uluslararası gastronomi değerlendirme platformlarında Türkiye’nin mutfak zenginliğini daha fazla öne çıkarmak ve dünya gastronomi haritasında hak ettiği yeri almasını sağlamak için sizce hangi adımlar atılmalı?
Türk mutfağının tanıtımındaki en büyük sorunumuz her yıl aynı ürünlerimizin ön plana çıkıyor olması. Yemeklerimizin tarihini ve reçetelerini kayıt altına alıp dünya sahnesine o şekilde çıkarmamız gerekiyor. Bunun yanında dört mevsimin getirdiği hammadde bolluğunu ve coğrafi işaretli ürünlerimizin tanıtımını da çok doğru ve açıklayıcı bir şekilde yapmamız gerektiğine inanıyorum. En değerli unsurlarımızdan olan yemeklerin keşif hikayelerini ve tarihi geçmişini de anlatarak tüketicilerin dikkatini çekmek önemli bir rol izliyor. Türk mutfağının dünya çapında daha fazla tanınması için birkaç adım atılabilir. Öncelikle, uluslararası gastronomi etkinliklerinde Türk mutfağını daha fazla temsil etmek, medya ve sosyal medya üzerinden tanıtımı artırmak önemli. Türk mutfağının zenginliğini anlatan eğitimler düzenlemek ve dünyaca ünlü şeflerle işbirlikleri yapmak da faydalı olacaktır. Ayrıca, Türk mutfağındaki özgün lezzetlerin global pazarda daha fazla yer alması için markalaşma çalışmaları yapılabilir. Yerel tatlar, bölgesel mutfaklar ve modern yorumlarla dünya çapında restoranlar açarak Türk mutfağını tanıtabiliriz. Gastronomi turizmi de bu süreçte büyük rol oynayabilir. Bu adımlarla, Türk mutfağının globalde daha geniş bir kitleye ulaşması sağlanabilir.
ŞEF JALE BALCI’YA SORDUK
– Siz gelecek yıl hangi Türk yemeklerinin Taste Atlas listelerine gireceğini öngörüyorsunuz? Sizce bu listelerde daha fazla yer alması gereken, yeterince temsil edilmeyen Türk yemekleri hangileri?
Gelecek yıl, Türk mutfağı açısından tam anlamıyla “kebap yılı” olabilir. Ekonomik koşullar ve fiyat artışları göz önüne alındığında insanların doyurucu ve alıştıkları lezzetlere yönelmesini bekliyorum. Özellikle kebap çeşitleri, hem lezzet hem de doyuruculuk açısından ön plana çıkabilir. Ancak Türk mutfağı sadece kebaplarla sınırlı değil. Daha fazla gastronomik değer taşıyan ve yeterince keşfedilmemiş bölgelerin parlaması gerektiğine inanıyorum. Tokat, Antakya ve Sinop gibi kültürel mirası ve zengin yemek çeşitliliği ile öne çıkan bölgeler, Taste Atlas gibi platformlarda daha fazla temsil edilmeli. Bu bölgelerin gastronomik değerlerinden bazıları ise Tokat kebabı, bat, Tokat yaprağı, içli köfte, Kaytaz böreği, zahter salatası, Sinop mantısı, nokul, zeytinyağlı yaprak sarma, içli köfte, karnıyarık…
